Günümüzde yok olmuş tarihi evlerin eski fotoğraflarına bakarak en ufak bir ayrıntıyı bile atlamadan maketini yapan Güldür, Bartın’ın sivil mimari eserlerini gelecek kuşaklara maket de olsa aktarmak için uğraş veriyor. Bartın tarihini maketleriyle yansıtan Güldür, pek çok sergi ve fuara katıldı. Maketleriyle özel koleksiyonlara girdi. Bartın’ın tarihini yansıtan Güldür’ün eserleri Bartın Belediyesi Kültür Evinde sergileniyor. Sivil mimari özelliği taşıyan tarihi evlerin yapılış şekilleri ve mimari örneklerini araştırarak öğrendiğini belirten Güldür: “Maket ev yapımı konusunda hiçbir eğitim almadım. Denemeler yaparak öğrendim. Bu işe ilk başladığımda birkaç evi gözden çıkardım. Onlar benim öğrenme aşamasında deneme amaçlı yaptığım evlerdi. 4-5 maket ev yaptıktan sonra artık dört dörtlük maket evler yapmaya başladım. Bunu göze alarak başladım. Mobilya doğrama üzerine bilgim olduğu için elim bu işlere yatkın. Bu yüzden fazla da zorlanmadım. 12 senedir bu işi severek yapıyorum. Şu ana kadar 200 tane maket ev yaptım. Bu maketler yurtiçinde, yurtdışında, sergilerde, bakanlıklarda ve çoğu yerlerde kullanıldı. Ben bu işi tanıtım amaçlı yapıyorum. Bartın’ı ve Bartın evlerini tanıtmak amacıyla bu maket evleri yapıyorum” dedi.
“ESKİ TARİHİ KOMPLEKS 5-6 AY İÇİNDE BİTER”
Bir evin yapımına başlamadan önce ilk yaptığı işin evin fotoğraflarını çekmek olduğunu söyleyen Güldür: “Önemli olan iş evin fotoğraflarını çekmektir. Eğer bina yıkılmışsa fotoğraflarını bulmaya çalışırım. O binada oturmuş kişilere ulaşarak detaylar hakkında bilgi alırım. Daha sonra maketlerini yapmaya başlarım. Hiçbir detayı atlamadan yaparım. Bu nedenle çok büyük emek vererek yapıyorum. Tarihi mirasımızın gelecek nesillere bırakılması için uğraşıyorum. İlk zamanlar evleri kendi maddi imkânlarımla yaptım. Ancak sonraları gördüm ki maddiyatı karşılayamaz hale geldim. Sonraları her yaptığım maket evden iki tane yaptım. Bir tanesini satarak masraflarını karşıladım. Yaptığım evlerin bana herhangi bir getirisi yok. Bu şekilde bir mahalle meydana getirdim. Yaptığım binaların tüm özelliklerine dikkat ederek çalışmalarımı yapıyorum. Eğer detaylara dikkat etmezsem yaptığım işin bir anlamı kalmaz. Eski tarihi kompleks projemde iki tarihi ev kaldı. Onlarını 5-6 ay içerisinde tamamlarım. Yol ve bahçe düzenlemelerimden sonra projemi tamamlayacağım. Bu projemin içerisinde Rum evleri, Türk evleri eski belediye binası, eski sinema binası ve ilk belediye binası bulunuyor. Kompleks bittikten sonra belediyenin istediği bir yerde sergilenecek” şeklinde ifade etti.
“2 BİNE YAKIN AHŞAP EVDEN 160 TANE EV KALDI”
Bartın’ı tanıtmak için yaptığı binaların tüm özelliklerini dikkate alarak projeler oluşturduğunu söyleyen Güldür: “1960’lı yıllarda Bartın’da iki bine yakın sivil mimari örneği taşıyan birbirinden güzel binalarımız vardı. Türkiye’de o kadar birbirine uyumlu olarak yapılmış sivil mimari örneği taşıyan binalardan bulamazsınız. Ahşap ev insan sağlığı için birebirdir. Rutubet ahşap evde barınamaz. Bizim bu bölgemizde de çok rutubet olduğu için halkın çoğunluğunda romatizma rahatsızlığı vardır. İçinde insan yaşadığı müddetçe bu evlere hiçbir şey olmaz. İnsanın nefes aldığı gibi bu binalarda nefes alır. Bu evlerden insanların elini ayağını çektiği an bu mimari yok olup gider. Bu binalar yaz günü serin kış günü ise soğuk olur. Bunun sebebi de ahşap evlerin dışları karaçam ile kaplıdır. Yaz günü reçinesini dışarı verir. Yalıtım yapar ve sıcağı içeri geçirmez. Kış günü de dışarı vermiş olduğu reçineyi içine emer. Böylece dıştan gelen sert havaları içeri vermez. Bartın halkı bunun farkına vardı. Ancak çok geç anladı. 20’ye yakın ev restore edildi. Geç kalındı. Bartın ve çevresinde 2 bine yakın ahşap evden 160 tane ev kaldı” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.