• BIST 9549.89
  • Altın 3005.985
  • Dolar 34.5383
  • Euro 35.9979
  • Bartın 6 °C
  • Ankara 0 °C
  • Bolu -1 °C
  • Kastamonu -1 °C
  • Zonguldak 5 °C
  • Karabük 2 °C
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!

Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Sinoplu, emekçilere seslendi

Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Yaşar Sinoplu, İslam ülkelerinin yaşadığı sıkıntılara değinerek, ülkemizin ekonomik durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Sinoplu, emekçilere seslendi

‘Aldığınız ücret yetiyor mu?’

Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Yaşar Sinoplu, İslam ülkelerinin yaşadığı sıkıntılara değinerek, ülkemizin ekonomik durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.  Emekçilere seslenen Sinoplu, siyasi iktidarın seçim dönemlerinde verdiği vaatleri yerine getirip getirmediğini sordu. Sinoplu, ülkenin ekonomik dar boğazda olduğunu belirterek, gidişatın iyi olmadığını söyledi.

Düşünmemize fırsat vermiyorlar

Müslüman ülkelerde karışıklık çıkartıldığını da belirten Sinoplu; “Bartın’ımızın yerel basını Pusula Gazetesi aracılığıyla vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bazı olayları hatırlatarak uyarılarıma devam ediyorum. ABD denen ülkenin yöneticileri ve başkanları değişiyor. Nasıl mı? Barack Obama ve George W. Bush gibi isimler şimdi de Donald Trump görev başında. Bunlar değişiyor. Fakat bunların halkı Müslüman olan ülkelere bakışı hiç değişmiyor. Ne yapıyorlar? Kafalarına koydukları Müslüman ülke hangisi ise o ülkeyi iş karışıklıklar meydana getiriyorlar” şeklinde konuştu.

İşte Suriye’nin hali

Sinoplu “Anarşi, terör ve ekonomik krizlere sokup, sonra da yöneticilerini öldürterek amaçlarına ulaşıyorlar. Bu şekilde hangi ülkeler oldu diyen olursa Afganistan, Pakistan, Çeçenistan, Libya, Irak, Suriye’yi örnek verebilirim. Dikkat edin. Bu ülkelerin tüm halkları Müslüman. Neden tüm Müslüman ülkelerde terör ve karışıklıklar var? Neden düşünmüyoruz? Biraz düşünsek gerçekleri hepimiz göreceğiz. Ancak düşünmemize fırsat vermiyorlar” ifadesini kullandı.

Vaatler yerine geldi mi?

Sinoplu; “Bazı politikacılarımızın söylemleri ve TBMM’deki durumlar içler acısı. Bunlar bizim ülkemizde halkımıza seçtirilenler. Seçimlerin tarihi belli olunca her parti adaylarını açıklar. Tanısak da tanımasak da partilerin amblemlerine bakarak, televizyondaki konuşmaları dinleyerek oylarımızı veriyoruz. Hepsinin seçim propagandasında ‘işsizliği çözeceğiz, terörü önleyeceğiz’ gibi vaatleri oluyor. Şimdi sormak istiyorum. Terör bitti mi? İşsizliğe çare bulundu mu? Oğlunuz, kızınız işe girdi mi? Üniversite bitiren çocuklarımızın ataması yapıldı mı? Eşinizin aldığı ücret yetiyor mu? Bu soruları ev hanımlarına ve iş bulamayan kardeşlerimize soruyorum” şeklinde konuştu.

Küçücük yavrular annelerini tanıyamıyor

Aile fertlerinin tamamının ekonomik zorluklar nedeniyle çalışmak zorunda bırakıldığını belirten Sinoplu; “Çalışan hanım kardeşlerimiz eşiyle birlikte çoluğunu çocuğunu daha müreffeh bir yaşam standartlarında yaşatmak için mücadele veriyorlar. Tabii bu ailelerin en doğal hakkı. Ancak bir insan ömrü ülkemizde ne kadar? En fazla 80-90 yıl. Bunun 20 yılına çocukluk ve ergen yaş diyebiliriz. Anne ve baba çalıştığı zaman evlatlarını mecburen bir bakıcıya bırakıyor” dedi.

Peki bu telaş ve bu çırpınış niye?

Sinoplu “Bakıcıya kaç lira verdiğinizi siz biliyorsunuz. Eviniz kira ise verdiğiniz ücreti de biliyorsunuz. Elektrik, su ve telefon paralarını ödüyorsunuz. Öyle değil mi? Evet ödüyorsunuz. Peki bu telaş ve bu çırpınış niye? Eşlerden birinin aldığı aylık bu saydığım masraflara gitti. Küçücük yavrunuz büyürken annesini tanıyamıyor. Annesi kim? Çocuk daha gözlerini açarken o yaştan ilk gideceği okul olan kreşe kadar annem o mu bu mu diye düşünüyor” diye konuştu.

Ambleme bakarak oy kullanıyoruz

Herkesin ekonomik zorluluklarla mücadele ettiğini belirten Sinoplu; “Seçimlerin tarihi belli olunca her parti adaylarını açıklar. Tanısak da tanımasak da partilerin amblemlerine bakarak, televizyondaki konuşmaları dinleyerek oylarımızı veriyoruz. Hepsinin seçim propagandasında ‘işsizliği çözeceğiz, terörü önleyeceğiz’ gibi vaatleri oluyor. Şimdi sormak istiyorum. Terör bitti mi? İşsizliğe çare bulundu mu? Oğlunuz, kızınız işe girdi mi? Üniversite bitiren çocuklarımızın ataması yapıldı mı?” diye konuştu.

Aldığınız ücret yetiyor mu?

Sinoplu “Eşinizin aldığı ücret yetiyor mu? Emekçi kardeşlerimiz aldıkları ücretle geçinebiliyor mu? Batan geminin kaptanını ve tayfasını uyarıyoruz. Türk paramızın değerinin nereye düştüğünü sizler de hesap edin. Sadece demir paralarının üzerinde Türkiye Cumhuriyeti diye yazıyor. Kağıt paraların üzerinde ise Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası yazıyor. Ne anlama geldiğini sizler araştırın” dedi.

Allah gerçekleri görmeyi nasip etsin

Halkın borç batağında olduğunu vurgulayan Sinoplu “Bütün vatandaşlarımız bankaların kıskacında. İçimiz yanıyor. Ev alan, araba alan, kızını veya oğlunu evlendiren herkes borçlu. Üniversite okuyan gençlerimiz dahil hepsi bankalara borçlu. Bunlar neden oluyor bir düşünün. Eğer bu seçimlerde de aldanıp oylarınızı Saadet Partisi’ne vermeyip, eski tas eski hamam derseniz bizler ne yapabiliriz? Sizlere tek sözümüz şu olur; Allah’ım sen bu millete gerçekleri görmeyi nasip eyle” şeklinde konuştu.

Okumanızı istirham ediyorum

İl Başkan Yardımcısı Sinoplu şöyle devam etti; “Bunları neden söylediğimi sorabilirsiniz. Bunlar gerçeklerin ta kendisi. Çünkü biz Milli Görüş Saadet Partili yöneticileriz. Biz insanların doğumundan ölümüne kadar mutluluğunu isteyen ve istemekle de kalmayıp uygulamasını yapan bir siyasi partiyiz. Sizlerden açıklamamı okurken anlayarak okumanızı istirham ediyorum. Bizler bugünkü AKP gibi 16 yıl değil, 11 ay Refahyol hükümetini kurduk Doğru Yol Partisi ile. Milletimizin cebi para ile doldu.

Yaptıklarımızı halkımıza hatırlatıyoruz

Borcu olanlar borçlarını ödedi. Millet ne zaman bizimle konuşsa ‘Allah razı olsun o hükümetten’ diyor. Bizler de mademki öyle tekrar aynı bolluğu yaşamak ister misiniz? Dediğimizde ‘nasıl olacak’ o diyorlar. Biz de diyoruz ki ilk seçimde Saadet Partisi’ne oylarınızı vereceksiniz ve Allah’ın izni ile ilk günden itibaren sıkıntılardan kurtulmaya başlayacaksınız. Biz konuşmuyoruz. Yaptıklarımızı halkımıza hatırlatıyoruz.

Herkes bankalara borçlu

Bütün vatandaşlarımız bankaların kıskacında. İçimiz yanıyor. Ev alan, araba alan, kızını veya oğlunu evlendiren herkes borçlu. Üniversite okuyan gençlerimiz dahil hepsi bankalara borçlu. Bunlar neden oluyor bir düşünün. Eğer bu seçimlerde de aldanıp oylarınızı Saadet Partisi’ne vermeyip, eski tas eski hamam derseniz bizler ne yapabiliriz? Sizlere tek sözümüz şu olur;

Ülkemizin parçalanması için ellerinden geleni yapıyorlar

Allah’ım sen bu millete gerçekleri görmeyi nasip eyle. Suriye’de ki 4 bin tırla getirilen silahların mermi ve bombalarının ne zaman hepimizin başına düşeceği belli değil. Beklemekten başka çaremiz var mı? Kafir her zaman aynı kafirdir. 1897 yılında İsviçre’nin Basel kentinde alınan kararların üçüncü aşamasını uygulamaya koydular. Ülkemizin bölünüp parçalanması için ellerinden geleni yapıyorlar.

Vah ülkem vah

Tarım ve hayvancılığı bitirdiler. Genç işsizlik oranı yüzde 25’lere dayandı. Halk ülke genelinde binlerce vatandaş 9 aylık çalışmak için İŞKUR müdürlüklerinde kura çekimini bekliyor. Hükümet yetkilileri ‘yüzde 11 büyüdük’ diyor. Bu nasıl bir büyüme? Ülkesini ve vatanını seven ekonomistlere bu soruyu sorduğumuzda hormonlu bir büyüme olduğunu söylüyorlar. Yani üretmeden tüketimle büyümüşüz. Kimin malını tüketmişiz? Dış ülkelerden ithal ettiklerimizi tüketmişiz. Vah ülkem vah. Saadet Partili yöneticiler AKP hükümetini sevmiyor da böyle bir karamsar tablo çiziyorlar sanmasınlar.

Allah hepimize aklımızı kullanmayı nasip etsin

Her siyasi partideki kardeşlerimizi seviyoruz. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devletini bir gemiye benzetirsek hepimiz o gemideyiz. Bizler tehlikeyi gördüğümüz için uyarı vazifemizi yapıyoruz. Batan geminin kaptanını ve tayfasını uyarıyoruz. Dolar ve Euro almış başını gitmiş. Türk paramızın değerinin nereye düştüğünü sizler de hesap edin. Sadece demir paralarının üzerinde Türkiye Cumhuriyeti diye yazıyor. Kâğıt paraların üzerinde ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yazıyor. Ne anlama geldiğini sizler araştırın. Dünyanın hiçbir yerinde karşılığı olmadığı bilinen yeşil kağıt (dolar) paramız karşısında kaç TL yapıyor? Her taraftan ülkemizi ve İslam ülkelerini soyuyorlar. Bizlere de televizyonlarda yeni yeni dizileri seyrettiriyorlar. Allah hepimize aklımızı kullanmayı nasip etsin.”

  • Yorumlar 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 5 Mayıs 2013 Ajans Bartın | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0551 120 3535