Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, beraberinde Anayasa Profesörü ve TBMM 24.Dönem Milletvekili Süheyl Batum ile birlikte Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Yalçın Karatepe ile birlikte Bartın'ı ziyaret etti.23 Mart Perşembe günü saat 19.30'da Bartın Kültür Merkezi'nde Bartınlılara seslenen Feyzioğlu, ‘’Bu anayasa sayın Cumhurbaşkanı için yazılmadı. Anayasa taslağının altına bu bombaları koyanlar küresel güçlerdir’’ açıklaması yaptı.
Hukukun üstünlüğünden yana tarafız
Panelin açılış konuşmasını Bartın Baro Başkanı Ferhat Parlatır tarafından gerçekleştirildi. Parlatır; “Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere yurdumuzu kanı canı pahasına koruyarak bizlere emanet eden tüm şehitlerimizi; gazilerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyorum. Bize bırakılan, en büyük miras olan Cumhuriyeti yaşatmak, korumak ve daha ileriye taşımak bugün bu topraklar üzerinde yaşayan her Türk vatandaşının en büyük görevidir. Barolar ve Türkiye Barolar Birliği varlığının temeli Avukatlık Kanunudur. Kanun aynı zamanda ‘hukukun üstünlüğü ile insan haklarını savunmak ve korumak, ayrıca bu kavramlara işlerlik kazandırmayı’ bir görev ve sorumluluk olarak yüklemiştir. Barolar ve Avukatlar, halkın, insan haklarının, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün savunucularıdır. Ne iktidar ne muhalefet yanında olmadığımız gibi karşısında da değiliz. Üstünlerin hukukundan değil, hukukun üstünlüğünden yana tarafız” dedi.
Kutuplaştırmaya ortak olmayalım
Parlatır; “Referanduma sunulan anayasa değişikliğini hukukçular; avukatlar tarafından olumlu veya olumsuz görüşlerini belirtmesinden daha doğal ne olabilir ki. Mesleğimizin doğası gereği uzmanı olduğumuz anayasa hukukunda; anayasa değişikliğine ilişkin konuda futbolcuların; ünlülerin; haber sunucularının görüşlerini paylaşacak; dinleyecek değiliz. Referanduma sunulan Anayasa Değişikliği önerisi için, vatandaşlarımızın "Evet" ve "Hayır" şeklinde iki seçenekleri olacaktır. Tercihi ne olursa olsun, halk oylamasına katılan vatandaşlarımızın, istisnasız hepsi, kurtuluş savaşı destanı yazan kahraman atalarımızın evlatları, olduğunu hiçbir zaman unutmayalım. Anayasa Değişikliğine ilişkin halk oylamasında taktir elbette ki Türk Milletinin olacaktır; çıkacak sonuç ne olursa olsun 17 Nisan günü birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Ülkeyi kutuplaştırma senaryolarına ortak olmayalım” ifadelerini kullandı.
Eski Milletvekili Batum, maddeleri anlattı
Baro Başkanı Parlatır’ın ardından kürsüye gelen Profesör Süheyl Batum ise, anayasa hukukçusu gözüyle anayasa değişiklik maddelerini detaylarıyla anlattı. Referandum öncesinde AK Parti kurmaylarının yeni anayasa konusunda halkın kafasını karıştıracak açıklamalar yaptıklarını belirten Batum, “Hepimiz bu konunun uzmanı olacağız ve kendi çevremizde üzerimize düşeni yapacağız. Bildiğimiz şeylerde en ufak bir tereddüt olmamalı. O nedenle 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan referandumun çok önemli. Milletimiz gerekeni yapacaktır” dedi.
Sorgulama hakkımız yok
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Yalçın Karatepe ise Varlık Fonu ile ilgili bilgiler verdi. Karatepe; “Dünyada bu fonlar devletin harcamadığı, harcayamadığı kaynakları gelecek kuşaklara daha verimli bir biçimde aktarmak için oluşturulan yapılardır. Bunun en iyi örneklerini körfez ülkelerinde görüyoruz. Türkiye’de bu fonun kurulması 19 Ağustos 2016 tarihinde çıkarılan kanunla gerçekleşti. Fon sadece bağımsız bir denetim şirketi tarafından denetlenebilecek. Kısaca bu fon sınırsız bir biçimde sorumsuz bir yapıya sahip. Buraya devredilen varlıkları istediği gibi satabilir. İstediği gibi yatırım yapabilir. Bu fonda çalışanların herhangi bir sorumluluğu yok. Bu kişilerin alacağı ücretleri sorgulama hakkımız bile yok” diye konuştu.
Rahat bölebilmek amacıyla planlanmıştır
Son olarak kürsüye gelen Feyzioğlu, 16 Nisan’da yapılacak yeni anayasa referandumuna yönelik neden hayır oyu verilmesi gerektiğini anlattı. Feyzioğlu, ‘’Bu anayasa onlarca yıl görev yapması istenen kim ise onun için yazılmıştır. Çünkü iki dönem sınırı yalandır. Seçimlere bir ay kala erken seçim kararı alındığında Cumhurbaşkanının o dönemi tamamlamadığı öngörülüyor. Seçilmiş kişi bu biçimde 4 dönem bile Cumhurbaşkanlığı yapabiliyor. Bu değişiklik 30-40 yıl görev yapacak biri için yazılmıştır. Küresel güçlerin birini Türkiye’nin başına geçirip ülkeyi eyaletlere daha rahat bölebilmek amacıyla planlanmıştır" diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.