Türk Eğitim-Sen Bartın Şubesinin 6. Olağan Genel Kurulunda başkanlığa yeniden seçilen Sezai Hangişi, kongre sonrası değerlendirmelerde bulundu. Tek liste halinde seçime gidildiğini belirten Hangişi, yönetim kuruluna Mehmet Bekçi, İsmail Şimşek, İsmail Altunnar, Azmi Erdoğan, Hüseyin Alagözoglu ve Zeynep Altun’un seçildiğini söyledi. Sendikaların önemine değinen Hangişi, şu ifadeleri kullandı; “Şubemizin 6. olağan genel kurulunu yapmak üzere bugün burada toplandık. Hayırlı olsun. Sendikamızın kurulduğu 18 Haziran 1992 tarihinden 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun çıktığı 12 Temmuz 2001 tarihine kadar her türlü sıkıntıyı göğüsleyen yasal bir zemini olmadan sadece gönüllülük esası ile bugünlere taşıyan arkadaşlarımıza minnet ve şükran borçluyuz. Eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal sorunlarının yanı sıra, yarınımız olan çocuk ve gençlerimizi; eğitimin hedeflerine yönlendirmek ve onlara istenilen davranışları kazandırmak için, eğitimin diğer sorunlarının da çözülmesi gerekmektedir. Bu sorunların çözümlerini sivil toplum örgütlerinde görüyor ve bunun için sendika diyoruz.
Birlikten kuvvet doğar
Sendikalar, üyelerinin ekonomik, sosyal, kültürel ve mesleki hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturulan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. Sendikacılığımız anayasamızda da ifadesi bulunan “Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir. Bayrağı beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı İstiklal Marşıdır.” değiştirilemez hükümlerine bağlıyız. Bizim fıtratımız adaleti, sevgiyi, iyiyi, güzeli, doğruyu, samimiyeti, hoş görüyü, yardımlaşmayı ve dayanışmayı ön görür. Üyelerinden aldığı güçle sendikamız haksızlıklara ve yanlışlıklara daima karşı çıkmıştır ve bundan sonra da çıkacaktır. İnsan onuruna yaraşır ve eşit işe eşit ücret için, toplumda tekrar saygınlığımızı kazanmak için, itilip horlanmaktan, sürgün ve kıyımdan, enflasyona ezilmekten kurtulmak için, haksız hukuksuz ve keyfi kararları önlemek için mücadele ediyoruz.
Bir olalım, iri olalım, diri olalım
“Memur sahipsizdir.” sözüne karşılık birbirimize sahip olmalıyız. “Birlikten kuvvet doğar” ilkesinden hareketle, Hacı Bektaş-ı Veli’nin ifadesi ile “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” diyor, bu şekilde sesimizin daha gür çıkacağına inanıyoruz. O halde uluslararası sözleşmelerden, Anayasa’ dan ve kanunlardan doğan (4688 sayılı kamu çalışanları sendikaları kanunu) sendika hakkımızı kullanarak, haklarımızı almalıyız. Eğitim iktidarlarının ve bakanların keyfine göre değil, adına yaraşır Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda milli ve değişmez devlet politikası ile yürütülmelidir.
Büyük olsun, hepimizin olsun
Birleştirici ve bütünleştirici amaçtadır. Kimseyi dışlamaz, dışarıda bırakmaz. Sendikamız "küçük olsun, benim olsun" değil "büyük olsun, hepimizin olsun" görüşündedir. Toplumsal uzlaşma yanlısıdır, eğitim ve çalışma barışını, ülke bütünlüğünün çimentosu sayar. Sendikaları eğitimcileri birbirlerine yaklaştırıcı kurumlar olarak görür. Her konuda her türlü önyargıyı reddeder. Hür düşünce yanlısıdır. Hukukun üstünlüğüne ve Devletin bölünmez bütünlüğüne bağlıdır. Eğitim ve ülke sorunları konusunda, siyasi taassup ve saplantıları reddeder. Verimlilik ve geliştirmeyi ücret yanında hak ve sorumluluk gibi bir terazinin iki kefesi olarak görür. Eğitim iş kolunda birden fazla sendikalaşmayı bayrak yarışı olarak görür ve benimser.
Her türlü eyleme evet, maceraya hayır
Sorumlu sendikacılık anlayışını getirdiği için faydalıdır. Sonucu ne olursa olsun sırf eylem olsun diye eylem düşüncesinde değildir. Mensuplarının çıkarlarını korumak, haklarını elde etmek için her türlü "eyleme evet, maceraya hayır" diyen sorumlulukları vardır. Türk Eğitim-Sen öğretmen, memur, hizmetli, şoför, teknisyen dahil her kademe ve görevdeki eğitim camiasını kucaklar. Eğitimin ve ülkenin bugünkü sorunlar yumağına bir düğüm olmayı değil, sorunları çözen, çözümler getiren bir kurum olmayı hedefler. Bu nedenle; dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep farkı gözetmeksizin çalışmanın toplum hayatındaki rolünü ve değerini özümsemiş, bu konudaki haklarına ve görevlerine vakıf bir üye topluluğu meydana getirmek amacındadır.
Cumhuriyetimiz çok sıkıntılı bir dönemi yaşıyor
Kurtuluş savaşı, dünya tarihinin kaydettiği, Türk milletinin “Ya istiklal, ya ölüm” diyerek, bağımsız bir ülke olmak için ölümü göze aldığı var oluş mücadelesidir. Vatanımız Anadolu’nun, her coğrafi bölgesinde yaşayan insanların birlik ve beraberlik içinde zafere götürdüğü hürriyet mücadelesi destanlara konu olmuştur. Türk milleti; büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, emperyalist ülkelere karşı ortaya koyduğu bağımsızlık savaşı sonucunda kurduğu yeni devletiyle, bir kez daha tarihteki onurlu yerini almıştır. Ancak, cumhuriyetin ilanından seksen dört yıl sonra, Cumhuriyetimiz çok sıkıntılı ve büyük risk altında yeni bir dönemi yaşamaktadır.
Kimse garanti edemez
Bu dönemde, Türkiye Cumhuriyeti emperyalist güçler tarafından her alanda çepeçevre sarılmış ve hareket alanı bırakılmamıştır. Bu durum ülkemizin içinde bulunduğu durumu etkilemektedir. ABD’nin Irak’a sözde demokrasi getiriyorum diyerek işgal etmesi, Bağımsızlığı için topraklarını savunan Iraklıların isyancı olarak adlandırılması ve cezaevlerindeki insanlara en ağır işkencelerin uygulanması yanında camideki ağır yaralı insanların infaz edilmeleri düşündürücüdür. Temenni etmiyoruz ama Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde aynı görüntüleri yaşayıp aynı muameleye maruz kalmayacağımızı kimse garanti edemez. Avrupa birliğine üyelik süreci çerçevesinde dayatılan ayrılıkçı bölücü unsurlar ve onların işbirlikçileri istedikleri faaliyetleri gösterecekleri ortamı yakalamışlardır. Tüm bu gelişmelere rağmen milli duruşunu sergileyen kurum ve kişiler bir şekilde pasifize ve yıldırma politikaları ile yok edilmeye çalışılmaktadır.
Geleceğimizden endişe duymaktayız
Kendini aydın olarak gören kişilerin büyük bir kısmı, boyalı basınımız, milli refleksten mahrum siyasetçilerimiz bu güne kadar göstermeleri gereken tepkiyi göstermemişlerdir. Eğer milli bir tepki oluşturup bulunduğumuz coğrafyada dik durmadığımız takdirde geleceğimizden endişe duymaktayız. Bunun sonucunda bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak, Türk Eğitim Sen olarak, sadece ücret sendikacılığı değil, alınan her türlü kararda destek vermemiz gereken yerde destek, tepki koymamız gereken yerde en güçlü tepkiyi koyacağımızın bilinmesini isteriz. Bartın Şubesi olarak ilk kurulduğumuz günden bu güne kadar siz üyelerimize hizmetin en iyisini vermeye çalıştık, bizlere desteklerinizi esirgemediğiniz için teşekkür ederim. Hizmet bizden, takdir siz değerli üyelerimizden olacaktır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.