Bartın Belediyesi’nin yürütmüş olduğu Avrupa Birliği projesi olan “Bartın’da Kayıt Dışı İstihdama Kayıtsız Kalmayalım’’ adlı eğitim semineri kapsamında, ilimizdeki işletmelere ve iş yeri sahiplerine kurumsallaşma eğitimi verildi. Seminer dün Bartın Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda düzenlendi. Katılımın az olduğu seminerde işletme sahiplerinin yanı sıra TSO Başkanı Halil Balık da hazır bulundu. PROGEM Danışmanlık Hizmetleri Genel Müdürü Adnan Hacı Bebekoğlu tarafından verilen seminerde ‘Kurumsallaşma nedir?, Neden gereklidir?, Kurumsallaşmanın zorlukları nelerdir?, Kurumsallaşmayı nasıl başaracağız?’ gibi sorulara yanıt arandı. Başarılı ve başarısız kurumsallaşma örnekleri üzerinden semineri anlatan Bebekoğlu, işletme sahiplerinden gelen soruları da içtenlikle yanıtlayarak, kurumsallaşma ile ilgili önemli hususları dile getirdi.
Bizleri burada ağırladığı için teşekkür ediyorum
Seminerin açılış konuşmasını yapan Bebekoğlu, “Bartın Belediyesi kayıt dışı istihdam ile ilgili proje başvurusunda bulundu Türkiye’de kabul edilen 25-30 proje arasında diyebiliriz. Bartın'da kayıtlı istihdamın teşviki konusunda proje kapsamında çalışmalar yapılıyor bugün ki birlikteliğimizin konusu da kurumsallaşmayla ilgili. Kayıtlı istihdamın bir parçası bununla ilişkilendirdiğini biz bu konuyu. Burada yapacağımız kısa birliktelikte işletmelerde kurumsallaşmayı konuşacağız. TSO başkanımıza bizleri burada ağırladığı için teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Katetmemiz gereken çok mesafeler var
TSO Başkanı Halil Balık ise konuşmasında, seminere katılımın az olmasından yakındı. Balık; “Toplantımıza katılım az oldu. Bundan dolayı üzüntülüyüz. Burada bulunan arkadaşlar kurumsallaşmaya değer veren ve bununla ilgili çalışmalar yapmak isteyen arkadaşlar. Biz isterdik ki burada bu salon dolsun. Maalesef arkadaşlarımız duyarsız davrandı. İnşallah gelmeyen arkadaşlar kurumsallaşmayla ilgili mesafeler kaydettikleri için katılmamışlardır. Ancak zannetmiyorum. Çünkü biz kendimiz yüze yakın personel çalıştırdığımız halde geçen yıl eğitimler gördüğümüz halde ve kurumsallaşmayla ilgili belli bir yere geldiğimiz halde çok eksiğimizin olduğunu biliyoruz. Burada katetmemiz gereken çok mesafeler olduğunu biliyoruz” dedi.
Çağa ayak uydurmak istiyorsak kurumsallaşmak zorundayız
Kurumsallaşmanın çok önemli olduğunu belirten Balık: “Kurumsallaşmanın şart olduğunu bilmeliyiz. Eğer kurumsallaşmazsak eski geleneklerle devam edersek maalesef işletmelerin uzun soluklu ayakta kalması çok zordur. Olmazsa olmazlardan biri budur. Şirketimizi büyütmek istiyorsak ve çağa ayak uydurmak istiyorsak kurumsallaşmak zorundayız” şeklinde ifade etti.
Kurumsallaşmak başarının sürekliliğini sağlar
Seminerin açılış konuşmalarının ardından eğitmen Bebekoğlu, tarafından iş yeri sahiplerine kurumlaşma anlatıldı. Bebekoğlu, “Bir işletmenin, faaliyetlerini kişilerin varlığına bağımlı olmadan sürdürebilmesini ve geliştirebilmesini sağlayan bir yapı oluşturmasıdır. Şirketin kuralları, standartları ve prosedürlerinin tanımlanması, kişilerden bağımsız hale getirilmesidir. “Otomatik pilot”, “cruise control” gibi; patronları gereksiz kılmayan, sadece onların daha verimli olabilmelerini sağlayan bir yapıdır. Kurumlaşma ne değildir? Kurumsallaşma patronların işi tamamen profesyonellere bırakması demek değildir. Aksine, patronların işin başında olması, diğer çalışanlarla kolektif bir çalışma ruhu ve ortamı oluşturulması gerekir. Kurumsallaşmanın şirketin başarılı olmasıyla doğrudan ilgisi yoktur, sadece başarının sürekliliğini sağlar. Şirketi insanlardan bağımsız kılmaz; çünkü sistemi çalıştıran insandır” şeklinde ifade etti.
Küçük kalmayı düşünüyorsak kurumsallaşmaya gerek yok
Büyümek isteniliyorsa kurumsallaşmanın gerekli olduğunu belirten Bebekoğlu: “Firmanın (patron, yönetici, kritik personel vb.) kişilerden ve onların “kendi becerilerine bağlı icra yöntemlerinden” bağımsız hale gelmesi ve sürekliliğinin sağlanmasıdır. Bu, işletmenin önemli noktalarında patronun olmayacağı değil, fakat onlar olmadığında aksama yaşanmadan her şeyin kaldığı yerden devam edebilmesi anlamına gelir. Kurumsallaşma öncelikle büyük, orta ve büyüme kararlılığında olan küçük işletmeler için önemlidir. Küçüksek, küçük kalmayı düşünüyorsak kurumsallaşmayı konuşmaya gerek yok. Büyümek neden önemli Dünya’da yeni kurulan işyerlerinin ilk 5 yıl içinde ayakta kalma oranı yüzde 20 ile yüzde 40 arasında gerçekleşmektedir” dedi.
İşletmeler büyüdükçe yaşama şansları artıyor
İşyerlerinin ölçeği küçüldükçe kapanma oranlarının arttığını söyleyen Bebekoğlu: “Ülkemizde de DİE tarafından imalat sanayinde 10 kişiden fazla istihdamı olan işyerleri bazında yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre ilk 5 yıl sonunda ayakta kalma oranı yüzde 40 civarındadır. İşyerlerinin ölçeği küçüldükçe kapanma oranları Dünya’da da ülkemizde de artmaktadır. İşletmeler büyüdükçe yaşama şansları artmaktadır. Akademik ve siyasi çevrelerde, yakın gelecekte dünyayı devletlerin değil, büyük şirketlerin yöneteceği yönünde tahminler yürütülmektedir” şeklinde ifade etti.
Yaş ve cinsiyet belirleyicidir
Bebekoğlu, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Avrupa Birliği Ve ABD’de Kobiler AB’de yaklaşık 20 milyon işletme mevcut, bunların yüzde 99’unu KOBİ’ler oluşturmaktadır. Yüzde 93’ü ise sadece mikro işletmelerdir. ABD’de 500’den az çalışana sahip işletmelerdir. ABD’deki işletmeciliğin yüzde 97’sini oluşturur. Genel olarak, aynı aileden iki veya daha fazla kişi aynı şirkette çalışıyorlarsa ve bunlardan biri veya birkaçı şirketin çoğunluk hisselerine sahipse “aile şirketi”; tek kişinin sahip olduğu ve ailesinden kimsenin çalışmadığı şirket ise “patron şirketi” olarak tanımlanmaktadır. Formel bir organizasyon yapısı yoktur; ilişkiler doğal organizasyon anlayışına dayanır. Şirket içinde aile fertleri ayrıcalıklıdır (ödül – ceza) Aile fertlerinin istihdamı ve terfisinde, yaş ve cinsiyet belirleyicidir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.