Bartın’da 1 Mayıs yürüyüş ve mitingle kutlandı
İşçi sınıfının birlik mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs, Bartın’da düzenlenen yürüyüş ve mitingle kutlandı. Dün saat 11.00’da Kemer Köprü Meydanı’nda toplanıp, Cumhuriyet Meydanı’na karar yürüyen emekçiler, burada gerçekleştirilen etkinliklerle 1 Mayıs’ı doyasıya kutladı. 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarında tüm Türkiye'nin gözü İstanbul Taksim’in üzerindeyken, yurdun çeşitli yerlerinde bayramı kutlamak isteyen sendikalara bağlı işçiler meydanlara akın etti.
Yürüyüşe birçok sendika destek verdi
İşçiler ve vatandaşlar erken saatlerden itibaren Kemerköprü Meydanı'nda toplandı. 1 Mayıs dolayısıyla düzenlenen yürüyüşe Genel Maden İşçileri Sendikası(GMİS), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası(EĞİTİM SEN), Türkiye Yol-Yapı-İnşaat İşçileri Sendikası(YOL İŞ), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası(SES), Belediye İş Sendikası, Büro Emekçileri Sendikası(BES) ve Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası(ESM), Türkiye Tekstil, Örme ve Giyim Sanayi İşçileri Sendikası(TEKSİF), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Halk Evleri, Türkiye Çimse İş'e bağlı üyeler ve CHP Bartın Teşkilatı da katıldı.
Yaklaşık 500 kişi katıldı
Şenlik havasında kutlanan 1 Mayıs etkinlikleri saat 11.00’da Kemer Meydanı’nda başladı. Kemer Meydanı’nda toplanan sendika temsilcileri ve sendika üyesi işçiler Kemerköprü Caddesi'nden, Şadırvan, Karakaş Caddesi, Yukarı Çarşı havuz başı, Hamam Sokağı, Davut Fırıncıoğlu Caddesi’nden Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdü. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı etkinliklere Cumhuriyet Meydanı’nda devam edildi. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı miting alanına vatandaşlar tek tek aranarak alındı.
Üzerimizden kaynak yaratmak isteyenlere izin vermeyeceğiz
Miting alanında ilk olarak değerlendirmelerde bulunan Genel Maden İşçileri Sendikası Amasra Şube Başkanı Ertan Kaya; “Bugün işçinin, köylünün ve emekçilerin bayramı. Bugün; Bartın’da olduğu gibi ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında meydanlarda bulunan sizlerin, Bartınlıların ve tüm dünya emekçilerinin 1 Mayıs işçi bayramını en içten duygularımla kutluyor, genel maden işçileri sendikası adına hepinize selam ve saygılarımı sunuyorum. İşçiler, memurlar, emekliler, işsizler, öğrenciler, esnafılar, gençler, analar, bacılar kısacası tüm Bartınlılar işçi sınıfının ve emekçilerin uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma gününde Bartın’dan ülkemize ve dünyaya anlamlı bir mesaj veriyoruz. Yine meydanlardayız ve haklı taleplerimizi haykırıyoruz. Göstermiş olduğunuz bu kardeşlik duygusu için hepinize tek tek teşekkür ediyorum. Bartın, Zonguldak ve Karabük’ten oluşan bölgemiz ve Türkiye olarak zorlu bir dönemden geçiyoruz. Komşu ülkeler ateş çemberi altın da. Kan, gözyaşı ve savaş var. Her şeyden önce bu sorunları biz işçiler, emekçiler yaratmadık. Bu savaşın ve yanlış politikaların bedelini de biz ödemeyeceğiz. Zorunlu bireysel emeklilik uygulamasıyla, kıdem tazminatına göz koyarak/toplu iş sözleşmelerinde haklarımızı gasp ederek, yeni zamlarla bizim üzerimizden kaynak yaratmak isteyenlere izin vermeyeceğiz” dedi.
Savaş senaryolarına alet olmak istemiyoruz
Kaya; “Biz savaş istemiyoruz. Yıllardır ülkemizde terörü destekleyerek, kardeşliğimizi bozmak ve bizi güçsüz düşürmek isteyenlerin bölgemizdeki savaş senaryolarına alet olmak istemiyoruz. Biz, ülkemizde barışı ve kardeşliği geliştirmek için meydanlardayız. Barış içinde yaşayabileceğimiz, kardeşliğimizi güçlendirmenin tek yolu demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesidir. Demokrasiyi işletirsek kötü niyetli insanlar fırsat bulamaz. 12 Eylül 1980 askeri cuntasından bu yana gelen, giden kanunları değiştiriyor ama hiçbir dönemde siyasi partiler ve seçim kanunlarını değiştirmedi ve halkın yönetime girmesini kolaylaştırmadı. Hiç bir dönemde sendikaların örgütlenmesi önündeki engelleri kaldırmadı. Biz; hukukun egemen olduğu bir Türkiye'de, can ve mal güvenliği kaygısı taşımadan, güven içinde yaşamak istiyoruz. Bugün Bartın’da yaşanan sorunların sorumluları da ülkemizi yönetenlerdir. Bölgemizin en güzide kuruluşu olan Türkiye Taşkömürü Kurumu kaderine terk edilmiş, çok sayıda işçi açığı olmasına rağmen kuruma işçi alınmamaktadır. Kuruma en kısa zamanda yeterli sayıda üretim işçisi alınmalıdır. Alınmıyorsa bunun sorumlusu biz çalışanlar ve Bartın halkı değil, siyasi iktidardır. Ayrıca; Bartın Türkiye’nin en güzide turistik bölgelerine sahiptir, bizim yaşam kültürümüzdür” diye konuştu.
Yıllardır uyarıyoruz
Kaya, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı; “Biz gerek TTK gerekse çevre ve sağlık konusundaki duyarlılığımızı her şart altında devam ettireceğiz. Biz sorunların çözümü için başta iktidar partisinin siyasileri olmak üzere ilgili bürokratları ve bakanları yıllardır uyarıyoruz. Raporlarımızı veriyor, her ortamda anlatıyoruz. Buradan siyasetçi, vekil, bürokrat demeden Bartın halkı olarak ülkemizi yönetenleri bir kez daha doğrudan uyarıyoruz. Bu yanlış politikalardan vazgeçin iz, eğ er devam ederseniz bu yanlışlarınızın bedelini mutlaka bir gün size ödetiriz. Türkiye Taşkömürü Kurumu ne zaman ihmal edilse önce Bartın, Zonguldak, Karabük bölgesi ve sonra Türkiye zora düşmüştür. Biz, yıllardır bu politikaları yakından izleyen genel maden işçileri sendikası olarak ülkeyi yönetenleri hep uyardık, uyarmaya devam edeceğiz. Birileri geliyor, birileri gidiyor, hep aynı yanlışlar yapılıyor. Sonuçta doğruyu görüyorlar ama bedelini ödüyorlar. Bu bölge ülke sanayisinin can damarıdır, sigortasıdır. Zora düştüklerinde başvurdukları yer burasıdır. Kimse hayal kurmasın, kimse rüya görmesin ve kimse kimseyi kandırmasın. Biz işimize, aşımıza, bölgemize, ülkemizin ve milletimizin geleceğine, yeraltında ve yerüstünde sahip çıkmaya devam ediyoruz.”
Yaşasın işçilerin, emekçilerin birliği
Konuşmasının sonunda Genel Maden İşçileri Sendikası Amasra Şubesi olarak taleplerini sıralayan Kaya; “Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda soma modeli dayatmasını kabul etmeyeceğiz. İşçi alınsın, üretim artsın istiyoruz. Türkiye’nin iş cinayetlerinde üst sıralarda yer almasını istemiyoruz. Biz, örgütlenme önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Taşeron vasıtası ile güvencesiz, kuralsız, köle gibi çalışılmasını istemiyoruz. Kıdem tazminatlarının fona devredilmesine karşıyız. Biz insanca çalışıp/insanca yaşamak istiyoruz. İşsizimize "^emeklimize hat ettikleri ücretin verilmesini istiyoruz. Parasız eğitim, parasız sağlık istiyoruz. Asgari ücretin bireye göre değil, aileye göre hesaplanmasını istiyoruz. Vergide adalet istiyoruz. Üniversitelerimizin özgür olmasını ve bilim üretmesini istiyoruz. Biz, ülkemizde ve dünyada barış istiyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken katılımınız ve beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Yaşasın işçilerin, emekçilerin birliği” ifadelerini kullandı.
Faşizme karşı omuz omuza olmak oldukça anlamlı
Kaya’nın konuşmasının akabinde Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) adına işçilere seslenen Sedat Bora; “1 Mayıs 2017de insanca yaşamak isteyen milyonlar olarak, demokrasi, özgürlük, eşitlik ve laiklik özlemlerimizi, Türkiye'nin dört bir yanında 1 Mayıs alanlarında haykırıyoruz. Ülkenin dört bir yanında kutlanan 1 Mayıs Birlik Mücadele ve Dayanışma gününde milyonların kalbi, meydanlarda ve sokaklarda atıyor. Çünkü burada işçi sınıfının tarihine, değerlerine, hakkına, hukukuna, 1977’deki kontrgerilla katliamında ve iş cinayetlerinde yitirdiğimiz kardeşlerimize saygı göstermeyen bir iktidarın 1 Mayıs alanı taksim i işçilere emekçilere devrimcilere yasakladığını görmekteyiz. Taksim 1977’de ki katliamda kaybettiğimiz yoldaşlarımızı saygıyla anıyoruz. Defalarca tekrar ettik, yine söylüyoruz: 1 Mayıs’ta işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin sokaklarda ve kentlerin meydanlarında olması, olağanüstü hal şartlarında, haksız ve hukuksuz bir şekilde emekçilerin görevlerinden alındığı, eğitim ve sağlığın tamamen paralı hale getirildiği, doğamızın HES’ler, termik santraller ve nükleer santrallerle talan edildiği, laik ve bilimsel eğitimin temelinden tehdit edildiği, iktidarın halkı yönetmek için hileli seçim numaraları yapmak zorunda kaldığı, genel oy ve seçme hakkını bile gasp ettiği bir dönemde 1 Mayıs kutlamak ve faşizme karşı omuz omuza olmak oldukça anlamlıdır” dedi.
Olağan üstü hal ilanıyla kendi sonlarının geldiğini ilan ettiler
Bora, konuşmasının devamında; “Olağan şartlarda ülkeyi yönetme becerisi gösteremeyen iktidar sahipleri Olağan üstü hal ilanıyla kendi sonlarının geldiğini ilan etmişlerdir. İşçiler emekçiler haklarına sahip çıkmakta ve bu durum iktidarı derinden sarsmaktadır. Olağanüstü hal demek, bu yağma, talan ve ölüm düzenin gayri meşruluğunun ilanıdır. Olağan üstü hal demek sendikalı işçiyi kapının önüne koyan patronu kollamak, işbirlikçi/yandaş sendikaya geçmeyen emekçiyi cezalandırmaktır. Olağanüstü hal, halkı ve mahkeme kararlarını hiçe sayarak zeytinleri sökmek, dereleri kelepçelemektir. Olağanüstü hal demek, kadın cinayetlerinde, "iyi hal" indirimidir. Olağanüstü hal demek, Soma'da ölen işçilerin yakınlarına atılan tekmedir. Ermenek'te göçük bölgesine lüks ciplerle giderken yeri göğü polis ordusuyla doldurmaktır.
Hepimiz kazanalım
Olağanüstü hal demek, "ayaklar baş olursa kıyamet kopar" şiarını benimseyen saray, saltanat, servet sahiplerinin yoksulluğa mahkum ettiği milyonlarca işçiden emekçiden korkmak demektir. Olağanüstü hal demek ülkenin tüm sorunlarını, şiddetle, baskıyla daha da derinleştiren iktidarın son oyunu demektir. İşçiler emekçiler ezilenler olarak bu oyunlara gelmeyeceğiz. Haklarımız için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Artık yeter. İrademizin yok sayılmasına zorla gasp edilmesine artık yeter. Keyfi olarak işten atılmalara artık yeter Demokratik birikimimizi ortadan kaldıracak tek adam rejimine artık yeter. Güvencesizleştirmeye ve taşeron köleliğine artık yeter. Satış sözleşmeleri ile açlık sınırındaki-ücret dayatmalarına artık yeter. İş güvencemizin ve kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasına performans tuzağı ile birbirimize rakip düşman hale getirilmeye artık yeter.
Haydi güçlü hayırlarla sesimizi daha gür çıkaralım
Sandıkta gasp edilen irademize sahip çıkalım. Ülkemize dayatılan saltanat rejimini ve faşist diktayı püskürtelim. Hepimiz kazanalım. 1 Mayıs uluslararası birlik mücadele ve dayanışma günü kutlu olsun” ifadelerini kullandı. Polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı yürüyüşte herhangi bir olumsuz bir olay yaşanmadı. İşçiler, 1 Mayıs İşçi Marşı ve şarkıları söyleyip, sloganlar atarak dağıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.