Bu günkü dünya düzeni temeli Firavunlara dayanan zalim bir düzendir. Bu zulüm düzeni firavunlara dayanan zalim bir düzendir.
Bu zulüm düzeni ikinci dünya savaşının 3 galip devletinin Yalta'da aldığı kararlarla kurulmuştur ve halen o kararlar ekseninde devam etmektedir.
Bu düzen devlet adamı olarak itiraz eden ilk Müslüman lider ise Merhum Erbakan Hoca'dır.4-10 Şubat 1945 tarihleri arasında Rusya'nın Yalta şehrinde toplanan ve bundan dolayı da tarihe "Yalta Konferansı" olarak geçen bu toplantılarda ABD'yi Roosevelt, İngiltere'yi Churchill ve SSCB'yi Stalin temsil etmektedir.
Bu üç liderin kökenlerine baktığımızda Yalta'nın asıl galibinin Yahudiler olduğu görülecektir. O konferansta ABD'yi temsil eden Franklin D.Roosevelt'dir.
Bu şahıs zengin bir Yahudi ailesinin çocuğudur. Rusyanın başında Stalin bulunmaktadır, onun da karısı Yahudi'dir. İngiltere'yi ise Filistin'de dökülen Müslüman kanlarından sorumlu Siyonist Winston Churchill temsil etmiştir.
Nitekim Yahudiler kendisinden; "Tüm hayatını tutuklu bir Siyonist ve Samisever olarak geçiren Churchill" diye bahsediyorlar.
Bu konferansta kabul edilen kararlardan birisi de Birleşmiş Milletler teşkilatının kurulmasıdır.
Birleşmiş Milletler teşkilatının kurulmasıdır. Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin temel ilkeleri bu üç işgalci lider tarafından belirlendi ve diğer milletlere kabul ettirildi. Zulüm ve sömürüye dayanan bu Yalta Konferansının şekillendirdiği dünyada pek tanı olarak mazlumların yüzü asla gülmemiştir.
Bu zulüm 1994 Ruanda örneğinde olduğu gibi bazen mümin kafir ayırt etmediği olsa da özellikle Müslüman halklar üzerinde sürdürülmektedir. Özellikle de ABD'nin Bop(Büyük Ortadoğu Projesi) isimlendirdiği bizim ise BİP(Büyük İsrail Projesi) diye dediğimiz bu proje altında İslam Coğrafyasını yeniden dizayn etmeye başlamasından sonra sadece Müslüman kanı dökülmektedir.
Siyonizm sömürü çarkını kurarak büyük paralar kazanmış, bu paralarla büyük bankalar kurarak dünya ekonomisini kontrolleri altına almışlardır. Astronomik ölçülerde zenginleşen bu kimseler zamanla dünya yönetimlerini de kontrolleri altına almaya başladılar. Yavaş yavaş bütün dünyayı yöneten "Gizli Dünya Devleti'ni (GGD)kurdular. Bu GDD vasıtasıyla bu gün bütün dünyayı yönetecek bir noktaya geldiler.
Mazlum milletlerin hakları söz konusu olduğunda kedileşen ve hiçbir şey yapmayan BM, söz konusu haklar Siyonizm lehine ve işgalci devletlerin çıkarına olduğunda kaplan kesilmekte ve derhal askeri operasyonlar başlamasına yeşil ışık yakmaktadır.
İki İslam Ülkesi Afganistan ve Irak BM'nin kararlarına uymadığı için ABD ve müttefikleri tarafından işgal edilmiştir. Fransa ise tek başına Afrika’daki iki Müslüman ülke Mali ve Orta Afrika Cumhuriyetini işgal ederek Müslüman katliamı yapmıştır.
Ama 1948'den beri hiç bir BM kararını dinlemeyen İsrail'e bir şey yapmamıştır. Çünkü BM'nin bizatihi kendisi siyon kuruluşudur.
Gerçek olan dünya düzeninin özeti budur. Bu küresel zulüm sistemin ortadan kalkması için Faizci Kapitalist sistemin ortadan kaldırılması gerekir. Bu dünya düzenin en güçlü noktası Faizci sistemdir ama aynı zamanda en zayıf noktası da burasıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.