Önceki dönem Türk Diyanet Vakıf-Sen Bartın İl Başkanı İsmail Ünsal, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'a destek vererek, Ankara ve İzmir Barolarının yaptığı açıklamaları tepki ile karşıladığını açıkladı. Ünsal, açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “Ramazan ayında, dünyanın covid19 'a tutsak olduğu şu sıralarda, ortalığı bulandırarak nefrete ve ayrıştırmaya hiç gerek yoktur. Gözle görülmeyen bir virüs, bütün insanlığı adeta esir almıştır. Tüm insanlığın düzenleri, anlayışları ve hayata bakışları dünya görüşleri değişikliğe uğramıştır. Virüsün sebepleri ve kurtulma yolları ile ilgili, sağlık çalışanlarımız ve bilim insanlarımız üzerine düşen görevleri yapmanın gayreti içerisindedirler. Her kurum, bu zor zamanda kendi açısından gerekli mücadeleyi yapmaktadır. 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, Diyanet İşleri Başkanlığı; İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevlidir. Diyanet İşleri Başkanlığımız da ilk günden itibaren gerekli tedbirleri alarak, devletimizin bütünlüğü içerisinde, milletimizin yarınlara daha huzurlu gidebilmesi için, kendi görev alanı içerisinde çalışmalarını başlatmıştır. Hizmetlerine, bütün çalışanları ve özellikle de din görevlileriyle devam etmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığımız ülkemizin ve milletimizin birliğini, bütünlüğünü ve kardeşliğini sağlamak, insanların birbirleri ile hoşgörü içerisinde yaşamasını öğütleyen, tavsiye eden, sunmuş olduğu güzel hizmetleri de buna göre yapan, planlayan, uygulamaya koyan devletimizin asla vazgeçilemeyecek olan kurumlarındandır. Diyanet İşleri Başkanlığı devleti ve milleti bütünleştiren, ayakta tutan yegane bir kurumdur.
Dünyanın bozulan dengesini düzeltmek İslam ile mümkündür
Diyanet İşleri Başkanı sayın Prof. Dr. Ali Erbaş’ın 24 Nisan 2020 Cuma günü Hacı Bayram Camii’nde okuduğu hutbe içeriğinden rahatsız olanlar olduğunu üzülerek görmekteyiz. Özellikle sosyal medya hesaplarından, bazı art niyetli veya ülkemiz aleyhine hevesleri olanların saldırıya geçtiklerine şahitlik ediyoruz. Bu saldırılar elbette yeni değildir, çeşitli bahanelerle zaman zaman yapılmaktadır. Sayın Erbaş hocamız okuduğu hutbede ne demiştir de bu saldırılar meydana gelmiştir. Bazılarını hatırlayalım; “Sarhoşluk verici maddeler ve uyuşturucu ile mücadele edelim. İslam, Lûtîliği, eşcinselliği lanetliyor. Allah indinde din İslam’dır. İslam neyi haram kıldıysa onda kötülük ve insana zarar, helal kıldığı şeylerde de temizlik ve insana fayda vardır. İslam temizliği imanın yarısı saymaktadır. Her türlü kötülükle birlikte mücadele edelim. Dünyanın bozulan dengesini düzeltmek İslam ile mümkündür.” Bütün bunlar yüce dinimiz İslam’ın emirleri ve yasaklarıdır.
Sözde insan hakları savunucusu!
Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Ali Erbaş hocamız kendi fikrini değil, Allah'ın hükümlerini toplumumuza iletmiştir. Kur'an-ı Kerim'in emir ve yasaklarını dile getiren Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş hocamız yalnız değildir. Diyanet İşleri Başkanımız bunları söylemeyecek de Allah aşkına siz söyleyin ne söyleyecekti? Sözde insan hakları savunucusu! olduklarını iddia eden bazıları, Diyanet İşleri Başkanı hakkında suç duyurusunda bulunmuşlar. Bulunsunlar, bulunmazlarsa şaşırırdık. Yüce Allah (CC) şöyle buyurmaktadır; “De ki: herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar. Rabbiniz kimin doğru bir yol tuttuğunu çok iyi bilmektedir.” (İsra-84) Böyle sapkın düşünceyi savunan, bu rahatsız ruh yapısındaki kişilerin, ne yüce Türk milletimizin, ne büyük Türk devletimizin ve ne de son din İslam’ın değerleriyle bağları olamaz. Bu hastalıklı yapılardan bugüne kadar da milletimizin lehine bir şey görülmemiştir.
Diyanet milletimize doğruları söylemeye devam edecek
Diyanet İşleri Başkanlığı dün olduğu gibi, bugün de yarın da Kur’an ve sünnete uygun şekilde, milletimize doğruları söylemeye devam edecektir. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Ali Erbaş’ın 24 Nisan 2020 Cuma günü Hacı bayram Camiinde okuduğu hutbe de bunun bir göstergesidir. Bunun içindir ki; bizler de aynı şekilde; “Ey Müslümanlar, hep birlikte Müslümanlığımızı yeniden gözden geçirelim. İbadetlerimiz bizi kötülüklerden alıkoysun. Sadece Müslümanların değil, tüm insanlığın iyiliğini amaçlayan İslam’ı öyle diri, öyle canlı ve sahih yaşayalım ki, bizi öldürmeye gelen bizde dirilsin. Zira İslam’ı doğru anlamaktan, doğru yaşamaktan ve doğru anlatmaktan başka çare yok. Çünkü İnneddine indellahi’l İslam. Allah indinde din İslam’dır” diyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığımıza kin kusanlar şunu iyi bilmelidirler ki tüm alem ve yaratılanları sevmek, herkese anlayışla yaklaşmak, insanı huzura götüren en sağlam yoldur. Aklınızı başınıza alın. Dünya’da ve Türkiye’de her zaman ihtiyaç duyulan konu, sevgi, güven ve hoşgörüdür. Diyanet İşleri Başkanlığımızın ülkemizin olmazsa olmaz kurumlarından birisi olduğunu, bu milletin birlik ve beraberliğinin harcı çimentosu olduğunu, kendisine verilen görevleri kanunlar çerçevesinde en güzel şekilde yerine getirmeye devam edeceğini dost düşman herkese söylemek istiyorum. Bu topraklarda her sesten, her kökten, her inanıştan insan, yüz yıllardır barış ve kardeşlik içinde birlikte yaşamış ve yaşamaya devam edecektir.
Bu sapkınlıkları savunanları kınıyoruz
'Sesi çağlar öncesinden gelen' diyerek Kur'an'ı aşağılayan Ankara Barosu! Emirleri çağlar evveline dayanmayan yeryüzünde bir din mi var? Kitapsız olabilirsiniz,inanmıyor olabilirsiniz ancak bir kitaba inanan insanlara, hukuk gereği saygı duymak zorundasınız.Aslın da sizin derdiniz Diyanet İşleri Başkanlığı değil, sizin asıl derdiniz yıllardır içinize sindiremediğiniz İslam ve Kur’an’dır. Unutmayın ki o manevi değerler uğruna şehit olan olmaya devam eden şehitlerimizin armağan ettiği vatan bu topraklarında nefes alıp veriyorsunuz. Bu itibarla; zina, lûtilik ve eşcinsellik gibi yaratılışa, insanlığa, ailenin oluşumuna, milletimizin geleceğine ve bütün insanlığa hakaret olan bu sapkınlıkları savunanları kınıyoruz. Ülkemizin en güzide kurumlarından birisi olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nı hedef alanların Anayasada ve kanunlarda kendisine verilen toplumu din konusunda aydınlatma görevini günümüze kadar en güzel şekilde sürdürmüştür. Başkanlığımız çok bilinen ve tanınan bir kurum olmasına rağmen vatandaşlarımıza sunduğu hizmetin niteliği bakımından bazı kesimler tarafından sürekli tartışmaların odağında olmuştur. Aklınızı başınıza alın. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevini tam anlamıyla yerine getirdiğini belirtmek isterim.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.