Karabük'ün Safranbolu ilçesinde yaşayan 76 yaşındaki Havva Çakmak, Safranbolu Kültür ve Eğitim Merkezi'nde (SAKEM) bir haftada öğrendiği "çarpana" dokumacılığında gösterdiği azim ve başarıyla örnek oluyor.
Kanaviçe örneğini göstermek için gittiği SAKEM'de gördüğü "çarpana" dokumacılığına ilgi duyan Çakmak, bir hafta gittiği kursta çarpanayı öğrenerek, çok sayıda el işi örneği üretti.
SAKEM Koordinatörü Münevver Esen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çarpananın yüz yıllar öncesinde kullanılan bir teknik olduğunu söyledi.
Kursa 7'den 70'e birçok kişinin katıldığını anlatan Esen, "Havva teyzemiz gibi yaşı ilerlemesine rağmen yapamayacağını düşündüğüm sanatları yapan kursiyerlerimiz var. Sanatla ilgilenmenin yaşı yok. Havva teyze de bunun bir örneği. Her yaşta her sanat öğrenilebilir. Kalem tutmasını bilmeyen bir kursiyer, çok şahane tablolar yaparak gidebiliyor. Bunu keşfetmelerini sağlıyoruz, bu olanağı veriyoruz." dedi.
- "Mutlu olduğunu söyledikçe biz daha mutlu oluyoruz"
SAKEM'de çarpana eğitmeni olarak görev yapan Aysel Ergin de eski bir teknik olan çarpana dokumanın daha önce beşiklerde, bebek bağlamada, çeşitli süslemelerde, çantalarda kullandığını kaydetti.
Ergin, şunları söyledi:
"O zamanlarda kemikleri, hayvan derilerini kullanıyorlarmış. Biz şimdi kartlarla çalışıyoruz. Teyzem de bu çalışmalarımızda bir kursiyer. 15 aşından 25 yaşına, 25 yaşından 80 yaşına kadar halka hitap eden bir kurumuz. Havva teyze önce 'Ben yapamam zorlanırım.' dedi ama şimdi çok rahat, severek yapıyor. Dinlendiğini, psikolojik sorunlarını aklından, kafasından attığını, çok daha mutlu olduğunu söyledikçe biz daha mutlu oluyoruz."
İnsanları mutlu etmelerinin kendilerini mutlu ettiğini anlatan Ergin, kendilerinin çalışırken gözlük kullandığını, Havva Çakmak'ın ise yaşına rağmen gözlük kullanmadan işlerini yapabildiğine dikkati çekti.
- "Hangi örnek olursa olsun yapıyorum"
Havva Çakmak da küçüklüğünden beri kanaviçe dokumacılığına ilgisi olduğunu ve komşusunda gördüğü örneği göstermek için gittiği SAKEM'de çarpana ile tanıştığını aktardı.
Çarpanayı öğrenmek için çok çaba sarf ettiğini vurgulayan Çakmak, şunları söyledi:
"Ben 'Yapamam hocam.' dedikçe 'Sende o göz var yaparsın.' dedi bana. Bir akşam kartları karıştırdım, devam edemedim, uğraştım yapamadım. En sonunda kartları yere çarptım. 'Zaten adı da çarpana.' dedim, sonra hocama gittim. 'Yapabiliyor musun?' dedi, 'Kartları çarptım yere, bütün ipler çıktı.' dedim. Hemen ipleri geçirdi ve başlangıcı yaptı, o günden bugüne 'İyi ki çarpmışım.' dedim, sonra öğrendim. Şimdi devamlı dokuyabiliyorum. Hangi örnek olursa olsun yapıyorum, yapmaya da devam edeceğim."
- "Gönül itibarıyla 15 yaşına girdim"
Havva Çakmak, 60 yıl önce köylerde gördüğü bu örgüyü şimdi kendisinin yaptığını kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:,
"İlk başlarda zorlanmıştım, şimdi zorlanmıyorum. Kartlarımı çevirmesini öğrendim. Devam ettirmek istiyorum, başka örnekten el emeği yapmak istiyorum. 'Ben yaşlıyım, oraya, buraya yakışmam, gidemem.' demesinler. Hem vakitlerini değerlendirirler. Ellerine, kollarına, ayaklarına varıncaya kadar her türlü faydası olan bir uğraşı. Şu anda beden gücü olarak biraz zayıfım ama gönül itibarıyla 15 yaşına girdim Allah'ın izniyle."
Çakmak, yaşları daha genç olan 3 kişiyle başladığı kursu arkadaşlarının bıraktığını, kendisinin ise ramazan ayında teravih namazına ve Kur'an kursuna gitmesine rağmen gayret gösterip, el işi sergisine katıldığını sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.